Seçim Yazısı Yazmanın Üç Hali: M87 Karadeliği, Necefli Maşrapa ve Takiyuddin Efendi
Seçim yazısı yazmanın bu denli zor olduğu bir dönem
hatırlamıyorum. Açık söylemem gerekirse Cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı,
hangi siyasi partinin ne kadar oy alarak hükümet kurabileceği hakkındaki
tartışmalar ilgimi hiç çekmiyor. Çünkü önümüzdeki seçimlerin mevcut
Cumhurbaşkanı ile karşısına aday olarak çıkarılan “necefli maşrapa” arasında
geçeceğini düşünüyorum. Tabii o aşamaya, yani sandık başına gitme noktasına
kadar gelebilirsek.
Necefli maşrapayı anlamamış olabilir misiniz? Anlıyorum,
tevellüt[i]
tutmuyor. 1970’li yılların başında tek kanallı siyah beyaz televizyon yayınları
pek çok teknik aksaklıklarla sürüyordu. En olmadık zamanda yayın kesilir ve
ekrana bir necefli maşrapa fotoğrafı gelirdi. Arızanın, yayın akışındaki
duraklamanın sembolüydü necefli maşrapa.
Ülkemizin son yıllarda yaşadığı kaos ortamı bizi şu noktaya
getirdi: Ya bu koşullarda ve hatta daha kötüsünde yaşayıp mevcut iktidar ve
Cumhurbaşkanı ile yola devam edeceğiz ya da toplumsal arızanın “giderilmesi
sürecinde” bir “necefli maşrapa” işlevi üstlenecek, kaotik sürece etkisi
oldukça sınırlı bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Yani muhalefet adayına oy verenler
için kazananın necefli maşrapa veya evdeki plastik leğen olması fark etmiyor.
Sandığa giden milyonlarca insan, adayların vaatleri ve siyasi duruşları ile
zerre kadar ilgilenmeden oy verecek. Bakmayın şimdiki çığırışlara, seçim günü
geldiğinde Recep Tayyip Erdoğan’ın devam etmesini istemeyenlerin hemen tümü,
muhalefet adayı ister necefli maşrapa ister tuvalet ibriği olsun gözünü kırpmadan
mührü basacak. Mamafih, necefli maşrapa ibriğe tercih edilebilir ama şart
değil.
Durum bu minvalde iken seçim yazısı yazmak kolay mı? Evet
kolay değil ama seçim yazısı yazamamamın nedeni necefli maşrapa değil, bir karadelik!
Doğru okudunuz, şu uzaydaki karadeliklerden biri yüzünden mıhlanıp kaldım bu
yazıya.
Bir popüler bilim sayfasında tanıştım onunla. Benim
karadelik, bizden 72 milyon ışık yılı uzaktaki M 87 galaksisinin merkezinde
bulunuyormuş. M 87 galaksisini 1781 yılında Fransız gökbilimci Charles Messier keşfetmiş.
Galaksiye Messier 87 kısaca M 87 galaksisi adı verilmiş. Nasıl yani? Adamın
biri 240 yıl önce 72 milyon ışık yılı uzaktaki bir galaksiyi keşfedip ona adını
mı vermiş? Sizin anlayacağınız biz necefli maşrapaya bakarken rasathaneyi alan
galaksiyi kapmış.
72 milyon ışık yılı uzaklık size ne ifade ediyor bilmiyorum.
En iyisi 1970’li yılların siyah beyaz TV döneminde çok revaçta olan Uzay Yolu
dizisinden bir örnek vereyim. Bildiğiniz gibi Kaptan Kirk’ün yönetimindeki
Atılgan uzay gemisi ışık hızının çok üstündeki hızlarda yol alabiliyordu. Bu
hızı warp motorları sayesinde yapabiliyordu. Işık hızına geçileceğinde Kaptan
Kirk “hız warp 7 veya 8” gibi 1-9 arasında bir rakam söylerdi. Geminin en üst
hızının warp 9,8 olduğunu öğrenmiştik. Olağanüstü durumlarda Kaptan “Mister
Sulu, maksimum warp hızı” emrini verirdi. Bilirdik ki Kaptan warp 9,8 hızında
gitme emrini vermiştir. Ama kısa süre sonra başmühendis Scotty’nin telsiz
mesajını duyardık: “Kaptan bu hızı uzun süre koruyamayız” derdi.
Hah, işte o warp 9.8 hızı, ışık hızının yaklaşık 9000 kat
fazlasına tekabül ederdi. Yani Atılgan uzay gemisi, maksimum warp hızında yol
aldığında M 87 galaksisine yaklaşık 8000 yılda gidebilirdi.
M87 galaksisinin 1 trilyondan fazla yıldıza ev sahipliği
yaptığı tahmin ediliyormuş, bizim galaksimiz Samanyolu’nun ise tahmini 200-400
milyar yıldızı bulunuyormuş. Fakirmiş bizim galaksimiz.
Messier 87 galaksisi, bu kadar yıldızın yanında merkezinde devasa
bir karadelik barındırıyormuş. M 87 karadeliğinin, bizim güneşimizin yaklaşık
6,5 milyar katı bir kütleye sahip olduğunu okuduğumda, bırakın seçimleri, bu
dünyanın tüm eften püften sorunlarından koptum.
M87 karadeliği – Kaynak: İstanbul Teknik Üniversitesi Astronomi Kulübü web sitesi, 23 Eylül 2021
M87
karadeliği hakkındaki ilk bilgileri sosyal medyada bir “bilim sayfasında”
okuduğumu yukarda yazmıştım. Karadelik hakkındaki bilgiler çok yüzeysel ve
Vikipedi’den kopyala/yapıştır olmasına rağmen “bilim severler” sayısız yorum
yapmışlardı. Sizi de delirtmemek için yorumlardan sadece birini paylaşacağım:
“Kuran-ı
Kerim Zariyat süresinin 47. Ayeti’nde evrenin genişlediği ve karadeliklerin
varlığı yazılmıştır. 10. Yüzyılda Müslüman alimler tüm karadelikleri
gözlemlemiş ve kataloglamışlardı.”
Fransız
gökbilimci Charles Messier M87 galaksisini keşfetmiş olsa da merkezindeki
karadelikten haberi yoktu ve olamazdı. Çünkü uzaydaki bir cismin görülebilmesi
için ışık yaymaları veya kendisine gelen ışığı yansıtmaları gerekir.
Karadelikler bu iki özelliğe de sahip olmadıkları için varlıkları çekim gücü ve
yaydıkları X ışınları sayesinde gösterilebilmiştir. Kara delikler Einstein'ın
genel görelilik kuramı sayesinde tanımlanabilmişlerdir.
Soracağınızı sanmıyorum ama varsayalım sordunuz! M87
galaksisini neden bir Fransız değil de Osmanlı gökbilimcisi keşfetmedi? Kaşınızı
gözünüzü oynatıp “olur mu öyle şey” filan demeyin, olabilirdi, olabilecekti, az
kalmıştı… Niye olmadığının hikayesini okuyunca neden necefli maşrapaya oy
vermeye razı olduğumuzu daha iyi anlayacağız.
Charles Messier’den 2 asır önce yaşamış olan Takiyuddin
Efendi, Mısır ve Şam'da eğitim görmüş, 1550 (?) yılında ailesiyle birlikte
İstanbul'a gelmiştir. Takiyuddin Efendi 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin en
büyük matematikçi ve astronomi bilginidir[ii].
1571 yılında müneccimbaşı[iii]
olarak atanmıştır. Takiyuddin Efendi, çağdaşı olan Avrupalı gökbilimciler gibi çalışmalarını
astroloji ile perdeliyordu[iv].
Aynı dönemde Avrupa bilim insanları Polonya doğumlu Nikolas Kopernik
(1473-1543), Danimarka’lı gökbilimci Tycho Brahe (1546-1601)
ve Takiyuddin Efendi birbirlerine benzeyen gökbilimsel hipotezler geliştirmeye
başlamışlardı.
Takiyuddin Efendi padişah III. Murad'a bir rapor sunmuş ve
İstanbul’da bir rasathane kurulması için izin ve ödenek almayı başarmıştır. İstanbul
Rasathanesinin yapımına kesin olarak ne zaman başlandığına dair kanıt
niteliğinde herhangi bir belge bulunamamakla beraber 1575-1580 yılları arasında
gözleme açık olduğu belirlenmiştir. Takiyuddin Efendi çalışmalarına önce Galata
kulesinde başlamış ve 1577’de bir kısmı tamamlanan rasathanede 16 kişilik
ekibiyle gözlemlerini ilerletmiştir. Takiyuddin Efendi, rasathanede araştırma
ve gözlemler için gerekli bütün aletleri yapmış ya da temin etmiş bir de
kütüphane oluşturmuştu. Takiyuddin Efendi’nin ardılları ve öğrencilerinin bu
rasathanede yapacakları çalışmalarla, faraza Murat 89 galaksisinin
keşfedilmesine birkaç adım kalmıştı.
Rasathane denizden top atışlarıyla yıkılıyor
Hemen aklınıza fesatlık getirmeyin; Takiyuddin Efendi’nin
çalışmalarını kıskanan Avrupalı bilim insanlarının kışkırtması ve Papa’nın
çağrısıyla bir İspanyol amiralinin komutasında armada[v]
hazırlanarak İstanbul rasathanesinin topa tutulması falan söz konusu değil. Bilimin
kalelerini yıkmak için Haçlı donanmasına ihtiyacımız olmamış çok şükür!
21 Ocak 1580 tarihinde, Sultan III. Murad’ın emriyle Kaptan-ı
Derya[vi]
Kılıç Ali Paşa tarafından İstanbul Rasathanesi top ateşiyle yıktırılmıştır.
E niye? Bunca para ve emek vererek inşa edilen rasathaneyi
hem de top ateşiyle yıktırmak, hangi kötücül aklın marifetidir?
Rivayetler muhtelif! 1577 yılında gözlenen kuyrukluyıldız
hakkında Takiyuddin Efendi’den kehanette bulunması istenmiş; ne yapsın
Takiyuddin Efendi, görevi müneccimbaşılık… El mecbur kehanette bulunacak; bu
yıldızın mutluluk ve saadet asrının habercisi olduğuna dair bir şeyler
sallamış. Sallamış ama tutmamış. İstanbul’da bu tarihlerde veba salgını çıkınca
kabak rasathanenin başına patlamış. Şeyhülislâm Kadızâde Ahmed Şemseddin
Efendi’nin, “Rasathâneler bulundukları ülkeleri felâkete sürükler” şeklindeki
fetvası yüzünden, Osmanlı Devleti tarihindeki tek gözlemevi olan İstanbul
Rasathânesi, bir hatt-ı hümâyunla[vii]
içindeki aletlerle birlikte top ateşine tutularak tahrip edilmiştir.
Şimdi dikkat buyurun lütfen! Danimarkalı gökbilimci Tycho
Brahe, 1575 yılında Danimarka kralının desteği ile bir rasathane kurmuş ve
burada 20 yıl boyunca çalışmıştır. Brahe’nin asistanı olan Johannes Kepler ise,
hocasının çalışmalarından yararlanarak gezegensel hareket yasalarını
geliştirmiştir.
Takiyuddin Efendi’nin asistanı var mıydı bilmiyoruz. 16
kişilik bir ekibi olduğuna göre ardılları onun çalışmalarını geliştireceklerdi.
Rasathanenin yıkımı, onun yardımcılarının tarihe not tutmalarına olanak
vermemiştir. Olasıdır ki kellelerini kurtarabildilerse kurban
kesmişlerdir.
Sanırım 2023 genel seçimlerinde neden necefli maşrapa bile cumhurbaşkanı
adayı olsa ona oy verileceğini anlatabilmişimdir.
DİPNOTLAR
[i]
Tevellüt: İnsanın doğumu, doğduğu zaman.
[ii]
İslam bilim literatüründe astroloji ve astronomi, esas itibariyle XIX. yüzyıla
kadar tek bir ilim olarak kabul edilmiş ve bu deyimler astronomi ve astrolojiyi
yahut da bu ilimlerin her ikisini birden tanımlamak için kullanılmıştır.
[iii]
Osmanlı Devleti’nde Müneccimbaşılık kurumuna dair ayrıntılı bilgi için şu
makalenin okunmasını öneririm: Salim Aydüz, Osmanlı Devleti’nde Müneccimbaşılık
Müessesesi, Belleten Dergisi, Nisan 2006, Cilt 70 - Sayı 257
[iv]
Hem Hristiyanlık hem de İslamiyet fal bakılmasını ve gelecekten haber vermeyi
yasaklamıştır. Avrupa ortaçağında fal bakan kadınlar cadı diye yakılmıştır.
İslamiyet “geleceği sadece Allah bilebilir” diyerek fal bakmayı “şirk” olarak
değerlendirmiştir. İslam dininde şirkin cezası ölümdür. Hal böyle olmasına rağmen
hem Hristiyanlık hem de İslamiyet yıldızlara bakarak gelecekten haber vermeyi
fal olarak değerlendirmemiş ve/veya görmezden gelmiş, astroloji ve astronomiyi
bir ilim dalı olarak kabul etmiştir.
[v]
Armada: İspanyolca'dan dilimize geçmiştir ve "donanma" anlamına
gelir.
[vi]
Kaptan-ı Derya: Osmanlı devlet teşkilatında tüm deniz kuvvetlerinden sorumlu
vezir rütbesinde yönetici.
[vii]
Hatt-ı hümâyun: Osmanlı padişahlarının bizzat kaleme aldıkları veya
imzaladıkları ferman.
KAYNAKLAR
1-
Prof. Dr.
Fikri Akdeniz, Takiyuddin Efendi ve Osmanlı Devletindeki İlk Rasathane
(Gözlemevi), Çağ Üniversitesi, Şubat 2021.
2-
Çiğdem
Uysal, Tycho Brahe, İstanbul Teknik Üniversitesi Astronomi Kulübü web sitesi,
Şubat 2021.
3-
İlyas
İ.Yıldırım, M87 Karadeliği ve Halkası, İstanbul Teknik Üniversitesi Astronomi
Kulübü web sitesi, 23 Eylül 2021.
4-
Hüseyin
Gazi Topdemir, Takiyuddin er- Rasid, TDV İslam Ansiklopedisi.
5-
Salim
Aydüz, Osmanlı Devleti’nde Müneccimbaşılık Müessesesi, Belleten Dergisi, Nisan
2006, Cilt 70 - Sayı 257
Yorumlar